Eskiden kira uyarlama konusu kanunlarımızda  net olarak düzenlenmese de Bu  tür hukuki sorunlar Yargıtay'ın  vermiş bulunduğu kararlar doğrultusunda çerçevesinde çözülmeye çalışılıyordu.  Söz konusu, tarihlerde uyarlama davası açabilmek için kira sözleşmelerinin  üç yıldan fazla olması, uyarlama talebine bir yıldan daha uzun süre kalmış olması, ve işlem temelinin çökmüş olması şartları aranıyordu. Fakat, sonradan uyarlama konusu yasalarımızda TBK 138. maddesinde düzenlendi ve eski yasadaki yukarıda bahsettiğimiz şartlar kaldırıldı. Bugün bakılacak husus, Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmeside beklenmeyen olağanüstü bir durumun ortaya çıkması işlem temelinin çökerek taraflar arasındaki edimlerde aşırı kabul edilemez bir oluşumdur. Yine bu duruma  taraflardan biri neden olmuş olmamalıdır. Yukarıda bahsi geçen şartların gerçekleşmesi halinde kira uyarma davası açmak için bir bekleme süresi yoktur. 

 Müteahhitler  sözleşmeyle taahüt ettiği işlerde veya maliki bulundukları teslim etikleri taşınmazların üzerindeki yapılarda  eksik veya hatalı yaptıkları eserlere ayıplı eser denir. Genelde bu ayıp karşımıza 3 halde çıkar Bu ayıplar açık, gizli ayıp, ve eksik işlerdir. Örneğin bir binanın veya sitenin içinde olması kararlaştırılmışsa bu garaj kapısının bulunmaması hemen fark edileceğinden açık ayıp olup  bunun için müteahhide bir ay içinde başvurmak gerekir. Fakat yine bu garaj kapısının kısa bir sürede arızalanması gizli ayıp olarak nitelendirilir ortaya çıktıktan sonra 5 yıl içinde hukuki yollara başvurulabilir. Verdiğimiz örneğe görede bu garaj kapısının hiç takılmaması hali eksik işlerden olacağından eser sahibi müteahhitte 10 sene içinde başvurulup tazmini, eksik işlerin bedeli veya değer kaybı istenebilir. 

Türkiye'de yabancı uyruklu kimselerin  gayrimenkul sahibi olmaları zamanla değişiklik gösteren bazı sınırlamalarla mümkündür.  Eskiden, yabancıların Türkiye’de gayrimenkul edinmelerinde mütekabiliyet şartı vardı. Yani, bir yabancının ülkemizde gayrimenkul edinme hakkı kendi ülkesinde Türk vatandaşlarına bu imkanı tanıması halinde geçerliydi.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu madde 34’te Bina sakinlerinin yönetici ve madde 71’de denetçi seçiminin esas ve şartlarını açıkça düzenlemiştir. Kat Mülkiyeti’ne tabi bina ve toplu yapılarda yönetim kurulları yönetim planına göre seçilir. Şayet bu seçim yönetim planına göre olmadıysa KMK nun  634 sayılı Kanun’daki hükümlere göre seçilir. İlk olarak kat malikleri kurulu yönetici seçiminde yönetim planında yazan kuralları uygulamak zorundadır. Yönetim planda bu hususta tam bir açıklama yoksa kat malikleri kurulu KMK nun  34. maddesine göre yönetici veya üç kişilik yönetim kurulu seçebilir. Yöneticilerin kat maliki olma şartı yoktur. 

Avukatlar elektronik veya mobil imzaları ile UHAP programına girerek Tapu ve Kadastro Paylaşım Sisteminden  (TAKPAS) kişiler ve kurumlar adına taşınmaz sorgulaması yapabilmektedirler. Avukatlar, ücretli olan bu sorgulamayı yaparken yaptıkları kişi adına veya kurum adına vekalet veya yetki belgesi sunmak zorundadırlar.

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası, Türk Borçlar Kanununda yazılı tahliye  sebeplerinden biri olup TBK 350. maddede düzenlenmiştir. Kiralayanın kendisi ve yakınlarının ihtiyacı sebebiyle açtığı bir dava türüdür. İş bu davayı açanın yani kiraya verenin kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu ve kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişilerin konut veya iş yeri ihtiyacı ve bu ihtiyacının gerçek, zorunlu, samimi olması gerekir İhtiyaç nedeniyle tahliye davaları belirli süreli kira sözleşmesinin sona ermesinden ve belirsiz süreli kira sözleşmesinde fesih dönemi veya fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak 1 ay içinde açılmış olmalıdır.

Kambiyo senetlerinin bir çeşidi olan çek, kıymetli evrak olarak nitelendirilen bir ödeme aracıdır. Çekler, elinde olan kişi veya kurumlara bankaya ibraz edilerek karşılığının bulunması halinde tahsil imkanı vermektedir. Çeki elinde bulunduran hamil, çekin ön yüzünde yazan bedelin tahsili için çeklere özgü ibraz süreleri içinde bankalara ibraz etmeleri gerekmektedir. Bu ibraz süreleri keşide edilen çeklerde düzenlendiği yerde ödenecek ise 10 gün farklı yerde ödenecek ise 1 ay, Yine, farklı bir ülkede ödenecekse her iki ülke aynı kıtada ise 1 ay farklı kıtalarda ise 3 aydır. Çeklerin, geçerli olması için bie çekte bulunması gereken zorunlu unsurların hepsinin bir arada bulunması gerekir.

Adli Yardım, mali gücü yetersiz olanların dava açma hakkından yoksun kalmaması için getirilmiş bir kurumdur. Mali olanakları yetersiz kişilerin dava harç ve masraflarından muaf tutulması ve kendisi için baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirilmesidir. Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. Bu imkandan Kamuya yararlı dernek ve vakıflar da yararlanabilir.

Yabancı Mahkeme kararların Türkiyede kesin hüküm , delil veya icra edilebilirlik niteliğinin olabilmesi Tanıma ve Tenfiz davalarıyla olur. Bir hükmün boşanma kararları gibi sadece tanınması için Tanıma Davası yeterli iken İcrai nitelikte hüküm doğurması istenen kararlar Tenfiz davasının konusunu oluşturur. Yabancı Mahkeme ve Hakem Kararlarının Tenfizi ve Tanınması 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usûl Hukuku Hakkında Kanunun 50 ve 59 maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Hisseli taşınmazlarla ilgili TMK nun 732. maddesi Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşların şüfa yani önalım hakkını kullanabileceklerini düzenlemiştir. Paydaşlar, aralarında yapacakları hukukî işlemle taşınır mallarda da önalım hakkını kurabilirler. Önalım hakkı başkasına devredilemeyeceği gibi, miras yoluyla da bir başkasına geçemez. TMK nu, önalım hakkında hissedarlar arasına 3. kişilerin girmesini önlemek istemiştir. Fakat her alım satım sözleşmesinde ön alım hakkı bulunmamaktadır. Bunlara örnek verirsek Satış amacı olmayıp bağış amacının üstün olduğu karma sözleşmeler, Hayat boyunca bakım sözleşmesi , bir şirkete sermaye koymak ,şirketlerin birleşmesi, Vakıf kurma, Paydaşın payını eş ve çoçuklarına devrinde  gibi durumlarda ön alım hakkı geçerli olmayacaktır.