BÖREKOĞLU HUKUK BÜROSU
Av. Serdar BÖREKOĞLU
Türk Medeni Kanunu’nun 716. Maddesi, Tescili isteme hakkı başlığı ile Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukukî sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimseye, malikin kaçınması hâlinde hâkimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteme hakkı tanımıştır. Devamında ise, bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebrî icra veya mahkeme kararına dayanarak kazanan kişilerin tescili doğrudan doğruya yaptırabileceğini ve bir taşınmazın mülkiyetinde eşler arasındaki mal rejimi dolayısıyla meydana gelen değişikliklerde, eşlerden birinin istemiyle tapu kütüğüne doğrudan tescil olunabileceğini açıkca belirtmiştir. Tescil isteme davalarının uygulamada bir adıda ferağa icbar davasıdır. |
Türk Medeni Kanununun, Aile Hukukunu ilgilendiren boşanma sebeplerinden biride eşlerin anlaşarak boşanmak istemesidir. Tarafların, anlaşarak boşanabilmeleri için aralarında herhangi bir uyuşmazlık kalmaması ve uzlaşmış bulunmaları gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu madde 166/ 3 maddesinde düzenlenmiş ve bu davanın açılması için, Evlilik birliği en az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir. Bir yıl evlilikleri süren taraflardan birinin boşanma davası açması üzerine, diğer eşin davacının davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına karar veren mahkeme boşanmaya karar verir. Fakat, hakimin tarafların bu serbest iradelerine Kamu Düzeni gereği müdahale etme hakkı vardır. Şöyle ki, boşanma kararı verilebilmesi için hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve taraflar arasında hazırlanmış anlaşmayı uygun bulması gerekir. Aksi halde, tarafların menfaatleri için hakım gerekli müdahaleyi veya düzeltmeleri yapabilir |
31.03.2025 |
02.04.2025 |
Apartmanlarda beslenen evcil hayvanlar konusunda sık sık günümüzde ihtilaflar çıkmaktadır. Hâlbuki, insanların özel yaşamları ile ilgili kısıtlamalar hem kanun hem ahlaka hem de kamu düzenine aykırı olup yok hükmündedir. Bu sebeple binaların yönetim planlarında daire sakinlerinin evcil hayvan besleyemeyeceğine dair hükümler olsa bile geçersizdir.
Aksi halde, insanların özel yaşamlarına müdahale olacak bu durumda bina yönetimlerinin daire sakinlerinin evlerinde pişirecek leri yemeklere veya akvaryumda balık beslemeye karışması gibi komik bir durum ortaya çıkacaktır. Aslında, bu konu hakkında mevzuat ve uygulama gayet netken Zamanında böyle geçersiz yönetim planlarında bulunan maddeler dolayısıyla, bazı mahkemeler ve Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin çok hatalı uzaklatırma kararı vermişlerdir. |
Bazı yapılan düzenlemelerle, binaların yakıt sisteminde değişikliğe gitmede kanunen aranan oy birliği şartı inşaat metre kare alanlarına göre değişmiştir. İki bin metre kare altındaki inşaat alanı bulunan binalarda merkezi ıstma sistemi varsa bunun ferdi sisteme dönüştürebilmek için arsa ve kat maliklerinin oy çokluğu ( % 50 + 1 ) alacakları karar yeterlidir. Şayet, binanın inşaat metre karesi 2000 metre karenin üzerinde ise Kat Mülkiyeti Kanununa göre oy birliğine gerek vardır. Yani, bütün kat maliklerinin aynı doğrultuda alacakları kararla bu gerçekleşebilir.
Kat Mülkiyeti kanunu'nda bahsedilen inşaat alanı kanunda tanımlanmamıştır. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde, bu durum için bütün parselde bulunan yapıların yapı inşaatlerinin toplam alanı olarak belirtmektedir. |
16.04.2025 |
16.04.2025 |
Vergi Usul Kanunu’nun Madde 377 gereği, Mükellefler ve kendilerine vergi tarh edilenler , vergi cezası kesilenler bu vergilere karşı ve Vergi dairesi tadilat ve takdir komisyonlarınca, tahmin ve takdir olunan matrahlarınada karşı vergi mahkemelerinde dava açabilir.
Vergi davalarının konusu, VUK. nun 378. Maddesinde düzenlenmiş olup vergi mahkemesinde dava açabilmek için 1- Verginin tarh edilmesi 2- Cezanın kesilmesi, 3-Tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması lazımdır.
Mükellefler, beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Bu Kanunun vergi hatalarına ait hükümleri mahfuzdur. |
Ecrimisil, bir başka anlatımla haksız işgal tazminatı Türk Medeni Kanununun 995. Maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Bu maddede, iyiniyetli olmayan zilyet geri vermekle yükümlü olduğu şeyi, haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.
İyiniyetli olmayan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir.
İyiniyetli olmayan zilyet, şeyi kime geri vereceğini bilmediği sürece ancak kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olur diye düzenlenmiştir. Burada önemli olan Taşınır veya taşınmaz malikinin tazminat isteyebilmesi için o malı kullananın haklı bir nedene dayanmaması ve kötüniyetli olması gerekir. |
23.04.2025 |
24.04.2025 |
2 3 4 5 6 7 |